Miraflores, konum olarak deniz kenarında, dik falezlerin tepesinde Antalya benzeri bir semt. Kıyıya vuran dalgaları tepeden seyredebileceğiniz uzun bir yürüyüş yolu var. Yer yer dalga sörfü yapanları, yer yer ise yamaç paraşütü yapanları görüyorsunuz.
Bakmayın siz adının Indian olduğuna, tipik bir Inka pazarı burası. Rengarenk dekoratif eşyalar, çömlekler, alpaka yününden kazaklar, bereler, eldivenler… Her bir dükkan önüne çekiveriyor sizi. Aman pazarlık etmeden alışveriş yapmayın!
Inkalılar’ın renkli yaşam biçimleri her yere, her şeye yansımış. Öyle ki, bayrakları bile gökkuşağının renklerini taşıyor. Hal böyle olunca tezgahlar, vitrinler de rengarenk. Gördüğünüz her şeyi almak istiyorsunuz.
Haydi biraz da geçmişe yolculuk yapalım. Bunun için Avenida Jose Larco üzerinden geçen 301 numaralı belediye otobüsüne binmek yeterli. Son derece komik bir bedel ödeyerek yarım saatlik bir yolculuk sonunda eski şehirdesiniz. Ancak dikkat etmeniz gereken birkaç önemli detay var. Öncelikle beklediğiniz durakta o otobüsün durup durmadığını duraktaki mavi tabeladan kontrol edin. Lima’da her otobüs her durakta durmuyor! Durakta tek sıra oluşturun, bizdeki gibi yığılıp mümkün olduğunca önden dalayım derseniz en son binersiniz. Bileti şöförden satın alabilirsiniz. Ve en önemlisi biner binmez boş gördüğünüz ilk sırayaasla atlamayın, orası yaşlı, hamile ve bebekli insanlara özel. Ve hiçbir koşulda ilgili kişiler dışında kimse oturmuyor oraya.
Eski şehrin merkezi kuşkusuz Plaza de Armas. Geniş ve aydınlık meydan Kraliyet Sarayı, Bakpiskoposluk Sarayı, Belediye Sarayı, Lima Katedrali gibi birbirinden şık tarihi binalarla çevrili. Hiçbir şey yapmasanız oturun meydanın bir köşesine etrafınızı seyredin. Balkonları farketmemeniz olası değil zaten. Bizim gittiğimiz gün meydanda bir de resmi tören vardı. Neyi kutladıklarını bilemesek de atlı süvarilerin geçiş töreni tam bir hediye niteliğindeydi.